Bir deneyimin sonunda huzur duygusunu hissetmemiz için deneyimimizin yeterince uzun olması gerekir. Bu gün 15 gündür okuduğum, okurken çoğu yerde kitabı elimden bırakıp düşüncelere daldığım uzun mu uzun bir kitaptan bahsedeceğim. Jack Kerouac’ın 1962’de basılan ve kendi kuşağına ilham veren Yolda (On the Road) kitabının “Orijinal Rulo” basımına. Orijinal Rulo, kitabın sansürsüz, uzun ve karakterlerin orijinal isimlerinin değiştirilmediği, Siren Yayınlarının Türkiye basımını yaptığı versiyonu. Tarihi önemi çok yüksek olan bu kitabın arka planına (kendim de detaylı araştırmadığım için) değinmeyeceğim.
Kitap 360 sayfa olsa olsa da herhangi bir paragraf/bölüm yapısına sahip değil. Başlıyor ve bitene kadar ara vermeden devam ediyor. Uzunluk olarak “Suç ve Ceza” kadar uzun diyebilirim. Ancak kitabı uzun yapan salt uzunluğundan ziyade olayların, anlatım biçiminin ve tasvirlerdeki estetik yapının/mesajın kısaca Kerouac’ın; beş altı cümlede bir insanları farklı düşünce alemlerine sürüklemesi. Kitabı okurken pek çok kez elimden bırakıp kendi hayatıma dair sorgulamalarda bulundum. Bu da hayli uzattı kitabı benim için. Üstelik bir an bile sıkılmama rağmen.
Kitapta anlatılan tek şey Kerouac’ın doğudan batıya Amerika’yı kat etmesi. Üstelik defalarca. Evet, tek konu bu. Belki konunun “basitliği” yolları A noktasından B noktasına gitmek için kullananları; kitabı okumaktan değil, bitirmekten keyif alanları; eğlenceyi yolda değil, yolun sonunda bulanları sıkabilir. Eğer yolun kendisinden keyif alıyorsanız ise bu kitap kesinlikle size göre.
Jack, Birleşik Devletleri boydan boya kat ederken siz onun macerasına yoldaşlık ediyorsunuz adeta. Onla beraber acı çekiyor, huzuru hissediyor, ağlıyor, gülüyor, aldatılıyor, hapse düşüyorsunuz. Yolda buluyorsunuz yaşamayı, bazen elinizden kitabı bırakıp kendi hayatınıza dönüp pandemiye lanet ediyor; gezebilme özgürlüğünüzün olduğu günleri özlüyorsunuz (Şahsen ben GTA: V’i açıp saatlerce haritada araba sürmüştüm). Eğer benim gibi yalnız hissediyorsanız kafa dengi insanların hasretini çekiyorsunuz.
Bazı dostluklar göz dolduruyor, birtakım çılgınlıklar pes dedirtiyor. Bu dostlardan bir tanesiyse herkesin kötü davrandığı, günah keçisi ilan edilmiş iyi yürekli, suçlu bir insan. Onun hikayesi beni depresif duygulara itti.
Daha önemlisi Jack’in ve arkadaşlarının hayata bakış açısına tanık oluyorsunuz. Tüm dünyayı sallayan hippie akımına önayak olan bu adamların düşünceleri, uyarmalıyım ki, “kültürümüze” gerçekten çok ters. Hayata farklı yerden bakıyorlar, anlık yaşayıp her anın tadına varıyorlar. Kendilerini kısıtlayan kırmızı çizgileri neredeyse yok bu insanların. Dolayısıyla da herkese göre değil. Kesinlikle bana göre ancak kesinlikle herkese göre değil Yolda.
Kitabı bitirdiğinizde ise üzerinizde tatlı bir yorgunluk, tatmin olma duygusu ve eve dönüşün verdiği rahatlama hissini yaşıyorsunuz.
Hayatıma fazlaca dokunan ve bazı kararlar almamda, bazı bakış açılarımda değişiklik yapmama sebep olan bu kitabı çok sevdim. Okuduğum en iyi edebi eserlerden bir tanesi ve başyapıt. Umuyorum bunu okuyan kişi Yolda’yı da aynı duygularla okur.
Son olarak kitaptan 7 kısa alıntıyla noktalıyorum yazımı.
İnsanlardan uzaklaşırken arkana bakıp da onları yavaş yavaş gözden kaybolan birer leke olarak gördüğünde kapıldığın o duygu nedir? — Fazlasıyla büyük olan dünyanın bizi içine yuvarlamasıdır, vedadır bu.
Jack Kerouac – Yolda, Siren Yayınları – Sayfa 181
Sersefil hayatım yorgun gözlerimin önünden geçti ve ne yaparsan yap sonunda zaman kaybı olacağını, delirmenin de tutulabilecek bir yol olduğunu idrak ettim. Bütün istediğim ruhumu karımın ruhunda boğmak ve birbirine karışmış çarşafların içinde ona ulaşmaktı, ki yatakta tendir bu. Amerika’da, yolun sonunda, bir otel odasında sevişen bir adamla bir kadın vardır. Buydu bütün istediğim.
Jack Kerouac – Yolda, Siren Yayınları – Sayfa 208
Güzel bir yuvada yaşama inanıyordum, güvenli ve makul bir hayata, sağlıklı gıdaya, iyi zaman geçirmeye, çalışmaya, inanca ve umuda. Bunlara her zaman inandım. Bu şeylere onlardan sıkıcı bir orta sınıf felsefesi yaratmaksızın içtenlikle inanan dünyadaki birkaç kişiden biri olduğumu idrak ettiğimde küçük bir şaşkınlık geçirmiştim doğrusu.
Jack Kerouac – Yolda, Siren Yayınları – Sayfa 210
…önceden kestirilmesi olanaksız onca olay seni şaşırtmak ve hayatta olup da bunlara şahit olduğun için şükrettirmek için pusuya yatmış beklerken bunu düşünmenin alemi yoktu.
Jack Kerouac – Yolda, Siren Yayınları – Sayfa 159
İnsanların dünyasında bilinmemek cennette ünlenmekten iyidir, çünkü cennet nedir? Dünya nedir? Hepsi zihindedir sadece.
Jack Kerouac – Yolda, Siren Yayınları – Sayfa 287
Kadınlar, erkeklerin unutamadığı şeyleri unutur.
Jack Kerouac – Yolda, Siren Yayınları – Sayfa 286
Çocuklarımız günün birinde bu fotoğraflara hayretle bakacak ve ebeveynlerinin düzenli bir hayat yaşadığını, sabahları kalkıp hayatın kaldırımlarında gururla yürüdüğünü sanacaklardı; aslında yaşadığımız hayatların ve gecelerin bu sefil deliliğini, isyanını, cehennemini, o anlamsız yol kabusunu hayal bile edemeyeceklerdi.
Jack Kerouac – Yolda, Siren Yayınları – Sayfa 296
Güzel bir yazı olmuş. Kitabı geçen hafta aldım. Okumadan önce – okuyan yakın bir arkadaşım olmadığı için- webden yorumlara bakıp genel bir fikir edinmek istedim. Normalde başkalarının ne dediğine (nadiren) kitabın bitiminde bakarım. Ama bu sefer paragraf olmamasından dolayı başlarken zorlandım. O yüzden merak ettim tek zorlanan ben miyim acaba?’nın merakıyla baktım aslında. En sade ve güzel yorum sizinki. Emek harcayıp yazdığınız için teşekkür ederim.