Kitap İncelemesi: Öykücü Beyin – V.S. Ramachandran

Ramachandran’ı bilmeyeniniz yoktur herhalde. Kendisi dünyaca ünlü bir nörolog. Klinikle içli dışlı; estetikten hayalet uzuvlara, evrimden sinesteziye yayınları olan çok önemli bir bilim insanı. Ayrıca hayalet ekstremite sendromu ve başka birden çok patolojik durumda kullanılabilen aynalı kutu (mirror box) nun da mucidi kendisi.

V.S. Ramachandran

Bu gün sizle paylaşmak istediğim kitap da Ramachandran’ın 2010 yılında yayınladığı kitap: Öykücü Beyin (The Tell-Tale Brain) . Okuduğum çeviri Ayşe Cankız Çevik tarafından yapılmış (akıcı ve anlaşılır çeviri için çevirmene teşekkürler), Alfa Bilim tarafından basılan 3. baskıdır. Kitap teşekkür ve ileri okuma kısmı hariç 384 sayfa hafifçe uzun bir kitap.

Kitabın bölümleri:

  1. Sıradan Bir Kuyruksuz Maymun Değil
  2. Hayalet Uzuvlar ve Esnek Beyinler
  3. Görme ve Bilme
  4. Tiz Renkler ve Ateşli Kadınlar: Sinestezi
  5. Medeniyeti Biçimlendiren Nöronlar
  6. Steven Nerede? Otizm Bilmecesi
  7. Gevezeliğin Gücü: Dilin Evrimi
  8. Güzellik ve Beyin: Estetiğin Doğuşu
  9. Becerikli Beyin: Evrensel Yasalar
  10. Ruha Sahip Bir Kuyruksuz Maymun: İçe Bakış Nasıl Evrildi

Çok fazla tekrara düşmelere ve kitabın uzunluğuna rağmen (Aynı klinik vakaların, benzer fikri desteklemek için tekrar tekrar okumayı herkesin zevkli bulacağını düşünmüyorum.) endişelenmenize gerek yok. Çok zekice hazırlanmış yer yer ofansif olan şakalar anlatımı çok akıcı kalmış. Ayrıca yazarın belirttiği gibi kitap deneyimli olmayan okuyucu için basitleştirilmiş (yine de herkese hitap ettiğini söyleyemem).

Bir başka kötü özelliği de kitabın ismini bir parça click-bait bulmam. Çünkü kitabın ismine Öykücü Beyin koyunca haklı olarak kitabın anosognazili (felçli olduğunu inkar etme durumu) veya Anton Sendromlu (hastanın kör olduğunu inkar etme durumu) hastalarda olduğu gibi frontal korteksin durumlara uygun hikaye uydurma, belleğin güvenilmezliği ve din uydurma adeti üzerine bir kitap bekliyordum. İstediğimi alamamak hayal kırıklığı yaratsa da kitapta anlatılan çoğu şey benim için yeni bir perspektif oldu. (Tabi çoğu nörobilimcinin de kitaba forumlarda ağır eleştiriler getirdiğini belirtmek gerek)

Kitap genel olarak ayna nöronların ve infrapariatal lobcuğun (IPL) evriminin, insanlık tarihindeki yeri ekseninde ilerliyor. Kitabın ısrarla anlatmak istediği şey ise çoğu evrimci materyalist arkadaşları kızdırabilecek türden: “İnsan yalnızca gelişmiş bir kuyruksuz maymun değildir.” Evet insanların tüm hayvanlar alemi içinde ayrı bir yeri olduğuna ve herhangi bir primatla kıyasımızın doğru olmayacağını vurguluyor.

Bunlardan biri insanların “sadece” bir diğer primat
türü değil; gerçekten eşsiz ve özel oluşudur. Bu düşüncenin
bu derece savunmaya ihtiyaç duyuşu bana hala biraz şaşırtıcı
geliyor; üstelik yalnızca evrim karşıtlannın zırvalıklanna karşı
değil
, sayılan hiç de az olmayan, aşağılığımızdan kayıtsızca
keyif alırmış gibi
küçümser bir tonda “sadece bir kuyruksuz
maymun”
olduğumuzu iddia eden meslektaşlarıma karşı da bir
savunmadan bahsediyorum

Kitabın Ön sözünden

Kitapta size çok güzel ve detaylı anlatıldığını düşündüğüm konular:

  • Ayna Nöronlar
  • İnsan Neden İnsan
  • IPL’nin Evrimi
  • Dilin Gelişimi ve Evrimi (Ayrıca zihin teorisi için dile ihtiyacımız olmadığına vurgu yapıyor ve el hareketlerinden dilin türemiş olabileceğine dair çılgın bir teori atıyor)
  • Çok çeşitli klinik sendromlar ve bunların fizyolojisi üzerine tahminler (Sadece bu sebeple bile okunmalı) (Capgras Kuruntusu (spesifik kişinin yüzünü unutma), Apotemnofili (hastanın kolundan rahatsız olduğu için kesilmesini istediği sendrom) Somatoparafreni (hastanın kolunun kendine ait olmadığını iddia ettiği sendrom) vb.)
  • Kendinlik Bilinci
  • Beyin Bölümleri ve Potansiyel Çalışma Prensipleri
  • Otizme ayna nöronlar ekseninde yeni bir görüş (ki bu konuda ileri okuma yaptığımda bu görüşün yüksek bir potansiyel vaadetmediğini gördüm)
  • İnsan Sanat ve Estetik

Kitaptan detaylı anlatılmayan konular ise:

  • Özgür İrade Kavramı
  • Dinlerin Ortaya Çıkışı
  • Beyin plastisitesi (detaylı anlatılmasını beklerdim)

Sonuç olarak sinirbilime merakınız varsa ve daha önceden en azından bu alanda başka kitap okuduysanız bu kitaba bakmanızı şiddetle öneriyorum. Ayrıca ilginç hastalıklara ilgi duyuyorsanız bu kitap sizi son derece tatmin edecek.
Konuya yabancı okuyucu bir miktar sıkılabilecek olsa da harcadığı zamana son derece değecektir.

Puan Notu:4/5