Bir partidesin. Karanlık atmosfer, kulakları dolduran ve enerjiyi zirveye taşıyan yüksek sesli müzikle titreşiyor. Yanıp sönen ışıklar, adeta ritimle dans ederek seni içine çekiyor. Aldığın maddenin etkisiyle zaman durmuş, dünya sadece o anın büyüsüne teslim olmuş gibi. Her şey kusursuz görünüyor, sanki hiçbir şey kötü olamazmış gibi. Peki ya gerçekten öyle mi? Güzel geçirdiğin bu bir kaç saat ne pahasına? Gel birlikte bakalım.
Bugün ele almak istediğim konu, son yıllarda ülkemizde kullanım oranları giderek artan bir psikotrop madde: MDMA (Ekstazi ya da halk arasında bilinen adıyla Şeker) ve yeterince üzerinde durulmadığını düşündüğüm uzun süreli (belki de geri dönüşsüz) yan etkileri
1912 yılında Almanya’da ilk kez sentezlenen MDMA, 1970’lere kadar bilimsel ve toplumsal anlamda sessiz bir bekleyişe geçti. 1970’lerde Alexander Shulgin tarafından yeniden gündeme getirildikten sonra, kısa bir süreliğine psikoterapide kullanılmaya başlandı lakin çok geçmeden psikolojik yan etkileri nedeniyle kullanımı bırakıldı. Pandora’nın Kutusu bir kez açılmıştı artık. MDMA terapi odalarından çıkarak bilinmeyen labaratuvarlarda Ekstazi (Şeker) adındaki haplara dönüştülerek ve batı kültürünün yükselen trendi olan techno ve rave müzikle birleşerek çok daha geniş bir etki alanı kazandı. Ekstazi ve rave kültürü arasındaki bu bağ öylesine güçlüydü ki, 1998 yılında Amsterdam, Madrid ve Berlin’de yapılan bir araştırmada, rave katılımcıları arasında ömür boyu Ekstazi kullanım oranlarının %90’lara, aylık düzenli kullanım oranlarının ise %60’lara ulaştığı tespit edildi¹. Avrupa Madde Bürosunun (Eski adıyla EMCDDA) paylaştığı rakamlara göre Ekstazinin kullanım oranı genç yetişkinler arasında %1.9’dır.
Ekstazi’nin (MDMA) 1980’lerin sonlarında yaygın olarak kullanılmaya başlamasının ardından, bu maddenin nöron ölümüne yol açabileceği 1990’ların başında bilim insanları tarafından tariflenmeye başlandı. Aradan geçen 15 yılın sonunda, 2000’lerin başında artık elimizde ekstazinin hafıza kaybı ve diğer bilişsel işlev bozukluklarına neden olduğuna dair çok sayıda kanıt birikmişti. Maddenin sokaklara düşmesinden bu yana yaklaşık 40 yıl geçti ve bugün artık Ekstazi’nin yalnızca hafıza kaybı değil, başta psikiyatrik olmak üzere bir çok probleme yol açabileceğini biliyoruz.

Neden Zararlı?
MDMA’nin zararlarını anlayabilmek için önce beyinde nasıl çalıştığını bilmemiz gerekir. Bu yazıyı buraya kadar okuduysanız, muhtemelen Ekstazi’nin “mutluluk hormonu” olan serotonin depolarını boşalttığını duymuşsunuzdur. Peki, MDMA’nin zararları yalnızca bununla mı sınırlı? Hayır. MDMA, beyinde çok daha derin ve uzun vadeli hasarlara yol açıyor:
1️⃣ Serotonin Salgısını ve Geri Alımını Engeller:
MDMA, serotoninin beyinde aşırı miktarda salgılanmasına neden olur ve bununla kalmayıp, salgılanan serotoninin imha edilmesini de engeller. Bu süreç, hücreler arası boşlukta serotonin birikmesine yol açarak farklı mekanizmalarla nöronların ölmesine sebep olur.
Özellikle hafızadan sorumlu hipokampus, dikkat, karar verme ve kişilikle ilişkili prefrontal korteks ve duyguların düzenlemesinde yeri olan amigdala gibi beyin bölgelerinde ciddi hasarlar meydana gelir.
2️⃣ Serotonin Üretimini Baskılar:
MDMA, serotonin sentezinde kritik rol oynayan Triptofan Hidroksilaz enzimini bloke eder. Bu da serotoninin, ekstazi kullanımından günler sonra bile üretilememesine sebep olur. Araştırmalar, bu etkinin sıçanlarda iki haftaya kadar sürdüğünü ve bazı memelilerin eski serotonin seviyelerine ekstazi kullanımından 6 ay sonra ancak ulaşabildiğini göstermektedir².
3️⃣ Toksik Dozlar Düşünüldüğünden Daha Düşük Çıkmıştır:
İlk başta MDMA’nin insanlar için toksik dozlarının çok yüksek olduğu sanılıyordu. Ancak artık, ekstazi kullanan raver’ların bu dozları rahatlıkla üçe-dörde katladığını biliyoruz. Maymunlar üzerinde yapılan bir çalışmada, kiloya 5 mg MDMA verilen maymunların beyindeki serotonin seviyelerinin 7 yıl boyunca düzelmediği gözlemlenmiştir⁴. Bu da 70 kg bir insan için 350 mg MDMA demektir (Ekstazi haplarının ortalama 150mg MDMA içerdiği düşünülmektedir).
MDMA kullanan kişilerde, serotonin depoları boşaldığı ve yeni üretim baskılandığı için hafta ortası sendromu (midweek crush) adı verilen yorgunluk, depresyon ve motivasyon kaybı gibi belirtiler ortaya çıkar. Bu etkiler, kullanımın ardından 6 ay boyunca sürebilir.
Ne Kadar Zararlı? Neye Zararlı?
1- Psikiyatrik Uzun Dönem Etkiler
Bugün artık hiçbir şüpheye yer bırakmayacak şekilde biliyoruz ki, Ekstazi düzenli kullanıcılarında çeşitli psikiyatrik rahatsızlıklara yol açıyor. Depresyon, dikkat eksikliği, tolerans gelişimi, iştahsızlık, sinirlilik, kaygı, paranoya, uykusuzluk, panik ataklar ve dürtüsellik en sık görülen sorunlar arasında yer alıyor². Uzun süreli Ekstazi kullanımında, bu şikayetlerden en az birine sahip olma oranı %90’lara kadar çıktığını biliyoruz. Uzun vadede ise, Ekstazi kullanımına bağlı çok sık gelişen ve yönetimi en zor olan problemler öfke kontrolü, depresyon ve dikkat sorunları göze çarpıyor.
Düzenli Ekstazi kullanan İngiliz gençler üzerinde yapılan bir çalışmada, katılımcıların uzun dönemde yaşadığı problemler ve oranları Tablo 1’de gösterilmiştir.
Tablo 1-Düzenli MDMA Kullanımının Uzun Dönem Etkileri (398 İngiliz Genci Üzerinde)
Etki | Katılımcıların Yüzdesi |
---|---|
Farmakolojik tolerans | %59 |
Azalmış konsantrasyon hissi / artan kafa karışıklığı | %38 |
Depresyon hissi | %37 |
İştah azalması | %24 |
Uykusuzluk | %21 |
Artmış yorgunluk hissi | %18 |
Azalmış iş performansı | %18 |
Kabızlık | %14 |
Sırt ağrısı | %12 |
Arkadaşlar/aile ile ilişkilerin kötüleşmesi | %11 |
Cilt / mukoza zarı tahrişi | %6 |
Takip edilme/kaygı/paranoya hissi | %6 |
Artan baş ağrıları | %4 |
Ayrıca burada bir parantez açmak gerekir ki ekstazi kullanımı sürdüren kişiler üzerinde yapılan araştırmalar, düzenli kullanıcıların büyük bir kısmında depresyon ve kaygı bozukluklarının zaten önceden mevcut olduğunu göstermektedir². Kullanıcıların bir kısmı, bu şikayetlerini hafifletmek ya da bir kaçış yolu olarak Ekstazi’ye yönelmektedir.
Bu gruba dahil olan kişilerin bilmesi gereken en önemli şey bu yolu seçmenin sorunları hafifletmek yerine çok daha derinleştirdiğidir. Araştırmalar, Ekstazi kullanım dozunda ve miktarında arttıkça bu semptomların daha da şiddetlendiğini ve uzun vadede psikolojik sağlığı ciddi şekilde bozduğunu göstermektedir.
Ayrıca önemli bir noktaya dikkat çekmek gerekir: MDMA ile birlikte esrar kullanımı, bu semptomların etkisini daha da ağırlaştırarak depresyon ve kaygı bozukluklarını daha derin ve kalıcı hale getirebilir.
2- Hafıza Üzerine Etkileri
Aslında 1991 yılından beri Ekstazi kullanan kişilerde hafıza problemlerinin ortaya çıktığını biliyoruz⁵. Bugüne kadar yapılan birçok çalışma bu fenomeni doğrulamış durumda. Artık neredeyse kesin olarak Ekstazi’nin hafızayı olumsuz etkilediğini biliyoruz. Bu etki özellikle sözel hafıza (kelime hatırlama, akıcı konuşma) ve yüz tanıma hafızasında belirgin şekilde görülüyor.
Günümüzde çalışmaların ana odağı, bu hafıza problemlerinin ne kadar geri dönüşlü olduğu sorusuna yanıt aramak.
Görsel 1’de, 1998 yılında yapılan bir çalışmada³ Kelime Hatırlama Testi sonuçları yer almaktadır. Birinci sütun Ekstazi kullanmamış bireyleri, ikinci sütun 1-10 kez kullanmış kişileri, üçüncü sütun ise 10’dan fazla kez Ekstazi kullanmış bireyleri göstermektedir. Üçüncü sütundaki performans artışının, kullanıcıların kullanım süreleri arasındaki aralıkların uzamasına bağlı olduğu düşünülmektedir.

Zakzanis ve arkadaşlarının yaptığı bir çalışmada, 15 MDMA kullanıcısının bilişsel işlevlerini yıllık olarak test etti. Rivermead Paragraf Hatırlama Testi sonuçlarına göre, ekstazi kullanıcıları 12 ay içinde kısa ve uzun süreli bellek performanslarında belirgin bir düşüş yaşadı. Takip değerlendirmesinde, MDMA kullanımını bırakanların belleğinde ya iyileşme görülürken ya da değişiklik görülmezken, kullanmaya devam edenlerde bellek kaybının ilerlediği tespit edildi.
Yani elimizde ekstazi kullanımına bağlı hafıza problemlerinin geri dönüşü olmayabileceğini düşündürecek veriler var. Bu duruma bir de kronik esrar kullanımı eşlik ederse hafıza problemleri çok daha belirgin hale geliyor. Çünkü esrar ve ekstazi hafızanın farklı yerlerini bozmaktadır. Bu iki maddeyi kullanan insanların birden fazla cephede hafızalarına karşı taarruza geçtiklerini düşünebiliriz.
Bununla birlikte, uzun vadeli olmayan bazı çalışmalarda kullanımı bırakan bireylerde hafızanın kısmen iyileşebildiği gösterilmiştir. Ancak, bu konuda kesin bir sonuca varmak için henüz erken. MDMA’nin uzun süreli kullanımının kalıcı hafıza sorunlarına yol açabileceği ve esrarla birlikte kullanımda bu sorunu derinleştirebileceği gerçeğini göz önünde bulundurmak önemlidir.
3- Diğer Bilişsel İşlevlere Olan Etkiler
Ekstazi’nin uzun dönemde dikkat, planlama, karar verme ve problem çözme gibi bilişsel işlevlerde bozulmalara yol açtığını biliyoruz. Fox ve arkadaşları, problem çözme becerilerini ölçtükleri bir testte, ağır Ekstazi kullanıcılarının sorunları çözmek için 2,5 kat daha fazla zaman harcadığını buldu. Dahası, bu kullanıcılar Ekstazi’yi bıraksa bile performansları hiçbir zaman hiç kullanmayan veya daha az kullanan bireylerle aynı seviyeye ulaşmadı.
Ekstazi’nin etkilenmediği düşünülen zihinsel işlevler ise basit dikkat, temel bilişsel işlevler ve motor aktiviteler (ekstrapiramidal sistem hariç) olarak belirlenmiştir.
Umut verici olansa bu alanlardaki bozulmaların geri dönüş oranlarının hafızaya kıyasla çok daha yüksek olduğudur. Çalışmalar genel olarak bu alanlardaki bozulmaların, bir kaç senelik MDMA perhizinden sonra büyük oranda düzelebileceğini göstermektedir.
4- Görsel Etkiler
Bir meta-analiz çalışmasında, MDMA kullanıcılarında mekânsal bilgi hatırlama, şekil tanıma ve şekil çizme becerilerinde belirgin eksiklikler olduğu bulundu⁶. Başka bir araştırma ise MDMA kullanıcılarının temel görsel işlevlerde (görme keskinliği, kontrast duyarlılığı) normal performans gösterdiğini, ancak karmaşık görsel dizileri mekânsal olarak bütünleştirme gerektiren daha zor görevlerde ciddi bozulmalar yaşadığını⁷ ortaya koydu.
Bunun yanı sıra, bir kısım Ekstazi kullanıcılarının beyindeki yüz tanıma alanlarında meydana gelen potansiyel hücre ölümleri nedeniyle yüzleri tanıma bazlı yapılan testlerde ekstazi kullanmayan kişilere göre zorlandıkları saptanmıştır.
5- Uyku
Çalışmalar çok yeni olsa da Ekstazi kullanımının uyku apnesine sebep olabileceğine dair yeni çalışmalar ortaya çıkmıştır. Ayrıca yapılan çalışmalar kronik kullanıcılarda uyku süresinin ve uyku kalitesinin azaldığını göstermektedir.

6- Kontamine (Kirli) Hap Problemi
Ekstazi’nin zararlarını daha da derinleştiren bir diğer önemli sorun, Ekstazi adı altında satılan hapların içeriğinin büyük ölçüde değişkenlik göstermesidir. Bu hapların banyo tuzu, sentetik kanabinoidler (Bonzai, Peçete), metamfetamin, efedrin, fentanil ve LSD gibi MDMA’den katbekat zararlı ve ölümlere yol açabilen birçok farklı madde içerebildiği bilinmektedir.
1990’larda piyasada bulunan Ekstazi haplarının %100 saf MDMA içerdiği bildirilirken, bu oran 1990’ların sonlarında %50’lere kadar gerilemiştir. Ülkemizde bu konuda yapılmış kapsamlı bir araştırmaya rastlamamakla birlikte, metamfetamin kullanımının bu kadar yaygın olduğu bir ülkede saf içerik beklemek gerçekçi olmayacaktır.
7- Ölüm
Günümüzde yapılan araştırmalarda, günlük 1000 mg’ı aşan ve tekrarlayan Ekstazi kullanımları tespit edilmiştir. Tolerans gelişimine bağlı olarak fark etmeden artan dozlar, sıcak ortamlarda uzun süre kalmaya bağlı yükselen vücut ısısı ve kandaki sodyum seviyesinin tehlikeli derecede düşmesine bağlı ölümler (özellikle kadınlarda bu etki daha belirgin, neredeyse her 10 kadından 7’sinde 10 erkekten’se beşinde bu durum ölümcül olmayan seviyelerde ortaya çıkar) bilimsel olarak belgelenmiştir. Hatta bazı çalışmalar, Ekstazi kullanımına bağlı ölümlerin, metamfetamin kullanımına bağlı ölümlerden daha fazla olduğunu öne sürmektedir.
Yani ekstazi kullanımının en kalıcı ve en tehlikeli sonucu da ölümdür: Birkaç saatlik bir haz uğruna, bütün bir hayattan ve sevdiklerinizden kopmak/kopartılmak…
Bilinçli olmak ve gerektiğinde yardım aramaktan çekinmemek, hayatınıza değer ve kalite katacaktır.
Eğer madde kullanımınızı kontrol edemiyor, her seferinde planladığınızdan fazlasını tüketiyor, bırakmayı defalarca denediğiniz halde bırakamıyor, sosyal ilişkilerinizde çatlaklar, iş hayatınızda gölgeler oluştuğunu fark ediyor, eskiden sizi mutlu eden şeylere karşı ilgisizleşiyor, tolerans geliştirmiş ya da yoksunluk sancılarıyla yüzleşiyorsanız, yalnız değilsiniz.
Bu döngüyü kırmak için size destek olabilecek ve anlayacak sayısız sağlık kuruluşu ve uzman psikiyatrist var. Yardım almaktan çekinmeyin.
Sağlıklı günler dilerim.
Referanslar
1-Parrott AC. Human psychobiology of MDMA or ‘Ecstasy’: an overview of 25 years of empirical research. Hum Psychopharmacol. 2013 Jul;28(4):289-307. doi: 10.1002/hup.2318. PMID: 23881877.
2-Karlsen SN, Spigset O, Slørdal L. The dark side of ecstasy: neuropsychiatric symptoms after exposure to 3,4-methylenedioxymethamphetamine. Basic Clin Pharmacol Toxicol. 2008 Jan;102(1):15-24. doi: 10.1111/j.1742-7843.2007.00159.x. Epub 2007 Nov 28. PMID: 18047478.
3-Parrott AC, Lees A, Garnham NJ, Jones M, Wesnes K. Cognitive performance in recreational users of MDMA of ‘ecstasy’: evidence for memory deficits. J Psychopharmacol. 1998;12(1):79-83. doi: 10.1177/026988119801200110. PMID: 9584971.
4-Hatzidimitriou G, McCann UD, Ricaurte GA. Altered serotonin innervation patterns in the forebrain of monkeys treated with (±)3,4-methylenedioxymethamphetamine seven years previously: factors influencing abnormal recovery. J Neurosci. 1999;19:5096-107.
5-McCann UD, Ricaurte GA. Lasting neuropsychiatric sequelae of (±)3,4-methylenedioxymethamphetamine (‘ecstasy’) in recreational users. J Clin Psychopharmacol 1991;11:302-5.
6-Murphy PN, Bruno R, Ryland I, Wareing M, Fisk JE, Montgomery C, Hilton J. The effects of ‘ecstasy’ (MDMA) on visuospatial memory performance: findings from a systematic review with meta-analyses. Hum Psychopharmacol. 2012 Mar;27(2):113-38. doi: 10.1002/hup.1270. PMID: 22389076.
7-Murphy, D. J., Wareing, M., & Fisk, J. E. (2012). The effects of ‘ecstasy’ (MDMA) on visuospatial memory performance: Findings from a systematic review with meta-analyses. Human Psychopharmacology: Clinical and Experimental, 27(2), 113–138.